Eser Açıklaması

Hepimiz dönem dönem kâbuslarımıza esir düşeriz. Çocukluk zamanlarımızda gördüğümüz kâbuslar travmatik eğilimlere neden olurken asıl tehlikeli olarak tanımlanabilecek olansa yetişkinlik çağlarımızda bizi kıskıvrak yakalayan kâbuslarımızdır. Artık unutulması güç ve daha gerçekçidir. Âdeta zihnimizin rotasına çöker ve bizleri gittikçe karanlığa gömer. Sayıları pek azımsanmayacak bazı insanlar hariç! Bu insanlar her ne hikmetse karanlıkla barışık hâldedirler. Sıradan insanların en kötü kâbusları onlar için gündüz kuşağı dizileridirler. Peki nedir onları böylesine güçlü, sarsılmaz bir irade sahibi yapan şey: Bu tür nevrotik düşlere sürekli marûz kalmaları mı; yoksa yaradılıştan kaynaklanan bir imtiyaz sahibi olmaları mı? Aslına bakarsanız ikisi de değil! Benim anladığım anlamıyla kâbus ya da karabasan, gündelik hayatımızdaki sorunlarla mücalemiz esnasında aldığımız kararların (sorun karşısında geri çekilme veya üzerine gitme) ve bu kararlar neticesinde zihnimizde kalan artık düşüncelerdir. Örneğin: Yoğun bir çalışma mesaisi sırasında birine verilen fazladan iş (sorumluluk), o kişi için bir karar(seçim) kapısı aralar. Patronuna itiraz edebilir ya da her zamanki gibi daha çok sessiz bir onayla razı gelebilir. Razı gelinen yeni yük bir artık düşünce bırakır o da şu: "Neden hakkımı savunmadım?" Fakat bu artık düşünceyi kimi zaman kendisi bile fark edemez. Devamında çalışma saatini dolduran yorgun kişi evindeki koltuğunda otururken televizyon izler ya da akıllı telefonunu kurcalar. Bir film izler, baş karakterin yerine kendisini koyar. Amansızdır, gözü pek ve bir o kadar da iradeli... Tabii fazla olmamak şartıyla biraz erotizm kokan hâlleri de ister. Kötü adam mı? Hah! Vız gelir, tırıs gider! Tıpkı filmdeki kahraman gibidir o, kötü karakterden nefret eder. Neden mi? Etmeli! Çünkü öyle olmak zorundadır. Eleştirmek değildir onun görevi ya da mantık hatası aramaz; kendinde eksik özelliğin tastamam varolduğu bir karakter arar o kadar! Film biter ve yarı memnun yarı tatsız bir hâldedir çünkü film bitmiştir ve gerçek tekrar tüm benliğine nüfuz etmiştir. Kazınan midesi için bir, iki hazır yemek kovalar. Düzensiz beslenmenin akabinde biraz telefonunu kurcalar ve o lânet olasıca ertesi günün gelmesini hiç istemeyerek uyumak üzere başını yastığa koyar. Hemen de uyuyamaz çünkü mutsuz insanlar kolay kolay geceye teslim olamazlar. Sizce böyle geçen bir günün ardından bu kişi, cenneti özleyen Âdem gibi sonsuz nehirleri, renk renk çiçekleri ve mis kokulu bahçeleri mi görecektir yoksa dipsiz cehennemi mi? İnanın bana sevgili dostlarım düzenli beslenen, çevresindekilere sevgiyle bağlı, kendini eğitmek adına bolca kitap okuyan birisi asla kâbus görmez. Bu kişi, hakikâtin ikinci şafağındadır. Söylemişti ona bir düşünür: "Bir insanın hayatında yalnızca iki gün çok kıymetlidir. İlki, dünyaya geldiği gün; ikincisi, ne için geldiğini anladığı gündür ve ilginç bir biçimde çoğunluk ilkini kutlar." ...nihahet onun için şafak sökmüştür. O, artık ikinci gündedir!

Detaylar

  • Araç Kara Kalem, Karışık Teknik, Kuru Boya, Marker, Mürekkep
  • Materyal Kağıt
  • Eser Orijinallik Durumu Özgün
  • Konu Nü ve Erotik, Psikolojik, Soyut ve gerçek olmayan
  • İmza İmzalı
  • Çerçeve Çerçevesiz
  • Tarz Soyut, Sürrealizm
  • Renk Beyaz, Gri, Kırmızı, Mavi, Siyah, Turkuaz, Turuncu, Yeşil
  • Rozet Asmaya hazır, Sadece sanatyapıyo'da
  • Yapım Yeri İstanbul
  • Yapım Yılı 2023

Colors of the Nightmare

Aykut Demirel

Kara Kalem / Karışık Teknik

30 x 21

Satıldı
TRY

En kısa sürede size dönüş sağlayacağız.

Mesaj eklemek isterseniz buraya tıklayın.

*Cevap vermemiz genellikle 24 saatten daha kısa sürer.
Ortalama 2 iş gününde kargoda
Ücretsiz 14 gün iade
Özgünlük belgesi ile birlikte gönderilir.

Eser Açıklaması

Hepimiz dönem dönem kâbuslarımıza esir düşeriz. Çocukluk zamanlarımızda gördüğümüz kâbuslar travmatik eğilimlere neden olurken asıl tehlikeli olarak tanımlanabilecek olansa yetişkinlik çağlarımızda bizi kıskıvrak yakalayan kâbuslarımızdır. Artık unutulması güç ve daha gerçekçidir. Âdeta zihnimizin rotasına çöker ve bizleri gittikçe karanlığa gömer. Sayıları pek azımsanmayacak bazı insanlar hariç! Bu insanlar her ne hikmetse karanlıkla barışık hâldedirler. Sıradan insanların en kötü kâbusları onlar için gündüz kuşağı dizileridirler. Peki nedir onları böylesine güçlü, sarsılmaz bir irade sahibi yapan şey: Bu tür nevrotik düşlere sürekli marûz kalmaları mı; yoksa yaradılıştan kaynaklanan bir imtiyaz sahibi olmaları mı? Aslına bakarsanız ikisi de değil! Benim anladığım anlamıyla kâbus ya da karabasan, gündelik hayatımızdaki sorunlarla mücalemiz esnasında aldığımız kararların (sorun karşısında geri çekilme veya üzerine gitme) ve bu kararlar neticesinde zihnimizde kalan artık düşüncelerdir. Örneğin: Yoğun bir çalışma mesaisi sırasında birine verilen fazladan iş (sorumluluk), o kişi için bir karar(seçim) kapısı aralar. Patronuna itiraz edebilir ya da her zamanki gibi daha çok sessiz bir onayla razı gelebilir. Razı gelinen yeni yük bir artık düşünce bırakır o da şu: "Neden hakkımı savunmadım?" Fakat bu artık düşünceyi kimi zaman kendisi bile fark edemez. Devamında çalışma saatini dolduran yorgun kişi evindeki koltuğunda otururken televizyon izler ya da akıllı telefonunu kurcalar. Bir film izler, baş karakterin yerine kendisini koyar. Amansızdır, gözü pek ve bir o kadar da iradeli... Tabii fazla olmamak şartıyla biraz erotizm kokan hâlleri de ister. Kötü adam mı? Hah! Vız gelir, tırıs gider! Tıpkı filmdeki kahraman gibidir o, kötü karakterden nefret eder. Neden mi? Etmeli! Çünkü öyle olmak zorundadır. Eleştirmek değildir onun görevi ya da mantık hatası aramaz; kendinde eksik özelliğin tastamam varolduğu bir karakter arar o kadar! Film biter ve yarı memnun yarı tatsız bir hâldedir çünkü film bitmiştir ve gerçek tekrar tüm benliğine nüfuz etmiştir. Kazınan midesi için bir, iki hazır yemek kovalar. Düzensiz beslenmenin akabinde biraz telefonunu kurcalar ve o lânet olasıca ertesi günün gelmesini hiç istemeyerek uyumak üzere başını yastığa koyar. Hemen de uyuyamaz çünkü mutsuz insanlar kolay kolay geceye teslim olamazlar. Sizce böyle geçen bir günün ardından bu kişi, cenneti özleyen Âdem gibi sonsuz nehirleri, renk renk çiçekleri ve mis kokulu bahçeleri mi görecektir yoksa dipsiz cehennemi mi? İnanın bana sevgili dostlarım düzenli beslenen, çevresindekilere sevgiyle bağlı, kendini eğitmek adına bolca kitap okuyan birisi asla kâbus görmez. Bu kişi, hakikâtin ikinci şafağındadır. Söylemişti ona bir düşünür: "Bir insanın hayatında yalnızca iki gün çok kıymetlidir. İlki, dünyaya geldiği gün; ikincisi, ne için geldiğini anladığı gündür ve ilginç bir biçimde çoğunluk ilkini kutlar." ...nihahet onun için şafak sökmüştür. O, artık ikinci gündedir!

Detaylar

  • Araç Kara Kalem, Karışık Teknik, Kuru Boya, Marker, Mürekkep
  • Materyal Kağıt
  • Eser Orijinallik Durumu Özgün
  • Konu Nü ve Erotik, Psikolojik, Soyut ve gerçek olmayan
  • İmza İmzalı
  • Çerçeve Çerçevesiz
  • Tarz Soyut, Sürrealizm
  • Renk Beyaz, Gri, Kırmızı, Mavi, Siyah, Turkuaz, Turuncu, Yeşil
  • Rozet Asmaya hazır, Sadece sanatyapıyo'da
  • Yapım Yeri İstanbul
  • Yapım Yılı 2023

Sanatçı Hakkında

Sanatçı Künyesi
MİZANTROPİST

YAZAR / İLLÜSTRATÖR * "27" İsimli Ontoloji Romanı / Yazar: Aykut DEMİREL * "27" İsimli Ontoloji Romanın Uzun Metraj Sinema Filmine Uyarlanması * "Kötüye Alışmak" İsimli Single Parçanın Spotify Albüm Kapağı Çizimi * "Bu Topraklarda Şarap" İsimli Kitabın Kitap İçi Karikatür Çizimleri * "Ben Her Şeyim, Benim Adım Kadın" İsimli Romanın Kitap İçi Çizimleri * "Kirli Canlar" İsimli Kitabın Kitap Kapak Çizimi ve Renk Tasarımları * "ADAM-DER" 2023 Ulusal Karikatür Yarışması 4.sü * "LUNA GRANDE GALLERY - GROTESQUE" Görsel Sanatlar Sergisi * "IP ACEDEMY - ILLUSTRATOR PLATFORM" Daimî İllüstratörü * sabah.com - ahaber.com - sondakika.com - ensonhaber.com - aksam.com - tgrthaber.com - takvim.com - gunes.com - karar.com - haberler.com vb ulusal haber sitelerindeki, hakkımda yazılmış makale, röportaj ve diğer içeriklere göz atabilirsiniz.